9 Ağustos 2014 Cumartesi

Kelle Paça

Sigaramı yakıpta telefondan saate bakıp öğlen üç olduğunu gördüğümde henüz yeni uyanmıştım. Yatağımda oturuyor bu güzel tatil gününün bana verdiği mutlulukla sigaramı içiyordum. Çalışmayı, hareketi pek sevdiğim söylenemezdi derdim gücüm yatmak, uyumak, uzanmak kısacası hareket etmekten kaçınmaktı. Yemeği de çok sevdiğimden yıllar yılı vücudum gitgide büyümüş yağ biriktirmiş ve halk arasında şişko bilimsel dille de obez olup çıkmıştım. Hayattan fazla beklentisi olan bir insan olmamışımdır hiçbir zaman. Karnım doysun uzanacak yerim olsun yeterdi benim için. Şükür hayatta beni çok zorlamadı açıkçası karnımın doyuracak ve yatacak yer bulmama yarayacak bir gelirim olmuştur her zaman. Yataktan kalkıpta kahvaltıda ne yiyeceğime karar vermek için buzdolabının kapağını açtığımda çoktan sigaramı söndürmüş çayın altını yakmıştım. Yemek yemeyi sevmeme rağmen yemeği hazırlamak her zaman zor gelmiştir bana. Kaşar peynirini, sucuğu ve tost ekmeklerini çıkarıp mutfak tezgâhına koydum. Kaşar peynirini ve sucuğu dilimledikten sonra ekmeğin arasına koyup tost makinesine bastım. Kaşar iyice eriyip tostum hazır olunca kaynayan çayında altını kapatıp tepsinin üstüne tostumu, çaydanlığı, bardağı ve şekeri sığdırıp salona geçtim. Televizyonun tam karşısındaki koltuğun önündeki sehpaya tepsiyi koydum, yandaki koltuktan televizyonun kumandasını alıp televizyonu açtıktan sonra da büyük bir iştahla tostumu yemeye başladım. Eriyen kaşar ağzımla tostun arasında uzadıkça uzuyor sucuğun tadı damağımda adeta bir bayram bir düğün havası estiriyordu. Peşine yuvarladığım çay lokmamı yumuşatıyor sucuğun ekşi, baharatlı tadıyla karışan şeker o anda hazzı zirvelere taşıyordu. Lokmalarımı büyük büyük ısırıyor ağzımın her milimetre karesini her hücresini bu muhteşemlikle şenlendiriyordum. Bu sebeptendir ki tostumun bitmesi çok sürmedi. Çayımı tazeleyip yatak odasına geri döndüm sigaramı yaktım paketi ve kibriti cebime koyup salona geri döndüm sigaramı çayla yuvarlayıp kahvaltıdan aldığım hazzı arşa dayandırdıktan sonra tepsiyi alıp mutfağa götürdüm, buzdolabından meyveli soda aldıktan sonra salona gelip televizyonun karşısına kuruldum. Yapılması gereken hiçbir işim yoktu. Bütün günümü televizyonun karşısında aylaklık etmeye ayırmıştım. Sigaramın bitmesi ihtimaline karşı eve gelirken dün akşam dışarı çıkıp sigara almamak için üç paket sigara almıştım. Yapacağım en uzun süreli hareketler kombinasyonu kalkmak ceketimin cebinden sigaramı almak ve tekrar tahtıma kurulmak olacaktı. Bir gezi kanalını açtım ve en güzel İtalyan yemeklerinin konu edildiği en sevdiğim televizyon programlarından birini izlemeye başladım. Bir-iki saati böyle “yedikten” sonra yerli bir programda Kilis’i ziyaret eden bir televizyoncunun programında Kilis’in lezzetlerini tanımaya başladım. Kilis Tava’nın tam damağıma uygun bir yemek olacağını düşünürken yavaştan acıktığımı hissettim. Bu güzel günü taçlandırmanın tek yolunun muhteşem bir akşam yemeği olduğunu daha uyanır uyanmaz sigaramı yaktığımda düşünmüştüm ve akşam yemeği saati gitgide yaklaşıyordu. Akşam yemeği için ne yiyeceğimi düşünürken kalktım ceketimin cebinden sigaramı aldım ancak henüz daha ne yiyeceğime karar verememiştim. Kafamın içinde pizza, adana, kanat, İskender, kelimeleri uçuşurken sigaramı bitirip yatak odasına gittim. Masanın üzerinde duran bilgisayarımı alıp farklı alternatifleri değerlendirmek üzere salona geri döndüm. Bu sefer kanepeye uzanıp o site senin bu site benim dolanırken internette hala bir karar verebilmiş değildim. Kuzu etini, hamur işini, kebabı, köfteyi kısaca ot olmayan her şeyi beğeniyordum. Akşam yemeği menüm gitgide kafamda netleşirken saatin yediyi geçtiğini fark etmiştim. Her zaman arayıp yemek sipariş ettiğim lokantayı arayıp kelle paça, fazladan pilav, güveç, bir buçuk adana ve tatlı olarak da künefeyi 1309 sokak Eylül apartmanı 13 numaraya getirmelerini istedim. Ağzıma layık bir menü oluşturduğum için sevinçten uçarken aniden içecek söylemeyi unuttuğumu fark ettim ve lokantayı hemen arayıp litrelik kola ve şeftalili soğuk çayımı da siparişime dâhil edip muhteşem hazinenin gelmesini beklemeye başladım. Akşam yemeğimi getiren oğlanın lokantayı son aramamın üzerinden yarı saat kırk beş dakika sonra zilimi çalmasıyla heyecanım tavan yapmıştı. Motorlu oğlan gelesiye kadar koltuğumun önündeki sehpayı hazırlamış dört tane sigarayı da kültablasında boğmuştum. Oğlana parayı verip yemeğimi aldıktan sonra hemen sehpanın üzerine akşam yemeğimi dizmiş, kelle paçama sarımsak sosunu eklemiş kaşığımın içine tanelerini de doldurarak ekmekle mideye yuvarlamaya başlamıştım. Kelle paça bittiğinde ekmeğimi güvece bandırıp kaşığımı pilavla doldurup kola eşliğinde gömerken patlıcanın, etin, pirincin ve kolanın tadını ayrı ayrı alabiliyor hazzımı arşında ötesine taşıyabiliyordum. Güvecin ve pilavın üstüne lavaş ekmeğe dürülen adana akşam yemeğimi muhteşem kılıyordu. Tüm bu harikaların üzerine yenilen künefe kusursuz bir akşam yemeğini tamamlıyordu. Künefeden aldığım son lokmayla birlikte her şeyi silmiş süpürmüş, bardağıma şeftalili soğuk çayımı doldurmuş sigaramı yakmış ve kanepeye uzanmıştım. Yemek yemek kadar yemeğin üstüne yaktığım sigaradan da muazzam bir zevk alıyordum. Sigaramı kültablasında boğup şeftalili soğuk çayımı fondipledikten sonra televizyonda o kanal senin bu kanal benim dolanmaya başladım. İki-üç saati de böyle “yedikten” sonra bilgisayarımda video oyunu oynamaya başladım. Bir buçuk-iki saat geçmişti ki karışık sandviç saatinin geldiğini fark ettim. Köşem büfeyi arayıp sandviçimi gömdükten sonra artık uyku vaktim gelmişti. Yarın uyandığımda işe gitmeden ıspanaklı ve kıymalı börekle günümü şenlendireceğime kendi kendime söz verdim. Günün son işi olarak şakiri tokatlama seansı ardından uykuya daldım.


*SON*

                            Bünyamin Bucuka

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder